Mevduat bankaları, bilançoları gereği gerçekleşmiş parasal durumu esas alır; değerlendirmeleri dünün ve bugünün verilerine dayanır. Buna karşılık gümrük vergileri, mevcut bilanço durumunu değil, bilançonun gelecekte alacağı şekli etkileyen bir politika aracıdır.

Yatırım kararları ise, doğası gereği, geleceğe ilişkin beklentiler üzerinden verilir. Dolayısıyla gümrük vergileri, firmaların gelecek kârlılık, rekabet ve kapasite kullanımına dair beklentilerini değiştirerek yatırım iştahını belirler.

Buradaki temel soru şudur:
Mevduat bankalarının bugüne odaklı bilanço mantığı ile gümrük vergilerinin yarın için tetiklediği yatırım kararları nasıl bir araya gelecek?

Mevduat bankacısı geçmiş performansa, mevcut nakit akışına bakar; firma ise düzenleme sonrası oluşacak yeni pazar yapısının gelecekteki kârlılığını dikkate alır. Bu zaman uyumsuzluğu giderilmediğinde, yatırımların finansmanı zayıflar.

Sonuç açıktır:

  • Eğer bu yatırımlar gerekli finansmanı bulamazsa, gümrük vergileri doğrudan fiyatlara yansır; çünkü arz artışı gerçekleşmez.
  • Buna karşılık yatırım yapılır ve kapasite genişlerse, artan arz sayesinde gümrük vergilerinin fiyatlara yansıması sınırlı kalır; vergi, geçici bir koruma mekanizması işlevi görür.

Sorunun özü, yatırımların finansal olarak desteklenmediği bir ortamda, gümrük vergilerinin yalnızca maliyeti artıran bir enstrüman hâline gelmesidir. Bu nedenle gümrük vergilerinin fiyatlara yansımasını sınırlayacak tek yol, beklentileri yatırıma dönüştürecek bir finansal mimarinin kurulmasıdır.